Adres

Mareşal F. Çakmak Cd. Dağlı 2 İşhanı No:9/4 İskenderun-HATAY

Telefon

0 (326) 614 41 14

AİLE VE ŞAHIS HUKUKU

AİLE VE ŞAHIS HUKUKU

AİLE VE ŞAHIS HUKUKU

Aile ve Şahıs Hukuku

İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI

İsim değiştirmeye yönelik hukuki düzenleme Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesinde yer almaktadır. TMK 27. maddeye göre : ‘Adın değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilan olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez. Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak 1 yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir’ denilerek adın değişitirilmesi davası yasal zemine oturtulmuştur. Medeni Kanunumuz, bazı özel durumlar ve koşullar dahilinde  kişinin ad ve soyadının değiştirilmesine izin vermektedir.

Medeni  Kanun’un izin verdiği koşullarda kişiler;

  • Ad ve Soyadını değiştirebilecek
  • Yeni bir ad alabilecek, kullandığı ada başkaca bir ekleme yapabilecek veya çıkarabilecektir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, ad ve soyadın değiştirilmesi ile ad ve soyadın düzeltilmesi davaları arasındaki farktır. Ad ve soyadın değiştirilmesi davasında, kişi tamamen yeni bir ad veya soyada kavuşurken, düzeltme davasında Örneğin, kişinin aslında Selin olması gereken adı yanlışlıkla Serin olarak yazıldığından bahisle, doğrusu olan Selin’e çevrilmesidir.

İsim-soy isim değişikliği yapılabilmesi için haklı bir sebebin varlığı ve mahkemeye başvuru yapılması gereklidir. Haklı bir sebebin varlığı kavramı Medeni Kanun ile şart koşulmuş olmasına rağmen hangi sebeplerin haklı olarak nitelendirilebileceği Nüfus Kanunu ve Soyadı Kanunu içeriğinde yer almaktadır. Ad ve Soyadı değiştirebilmek için haklı sebep sayılabilecek olan hallere örnek vermek gerekirse şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Kişinin kimliğinde yazan isimden başka bir isim ile tanınıyor olması
  • İsmin komik, çirkin, iğrenç veya ahlaka aykırı bir anlam taşıması
  • İsmin söylenişinin güç olması
  • Aynı ismin birden fazla kişi tarafından kullanılması nedeniyle sosyal hayatta karışıklığa yol açması
  • Din ve uyruk değiştirme
  • Cinsiyet değiştirme
  • Aileden birinin ağır suç işlemesi veya kötü şöhret sahibi olması

İsim değişikliği davası sonunda evlilik birliği içerisinde kocanın soy isminin değişmesi ile eşin ve çocukların da soy ismi değişecektir.

Ayrıca İsim Değişikliği Davası sonunda adını veya soyadını değiştiren şahısların Miras Hukuku bağlamında herhangi bir değişikliğe uğramayacakları açıktır. Nitekim mirasçısı olduğu kişilere mirasçılıkları devam edecek, altsoyları da kendilerine mirasçı olmaya devam edeceklerdir.

Dava sonlandıktan sonra tüm devlet ve banka sistemlerinden isminiz hiçbir şey yapmanıza gerek kalmadan otomatik olarak değişecektir. Bir talepte bulunmanıza gerek yoktur. Yine de bazı evraklarınızı değiştirmek isterseniz ilgili kuruma verip yenisini alabilirsiniz.

EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDE EŞLERİN KİŞİSEL İLİŞKİLERİ

EŞLERİN VATANDAŞLIĞI

Evliliklerde eşlerin statüsü Medeni Kanun tarafından düzenlemiş değildir. 5091 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 16. Maddesine göre bir Türk vatandaşı ile evlenmek doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az 3 yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabanılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilirler. Başvuru sahiplerinde;

  1. Aile birliği içinde yaşama
  2. Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama
  3. Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır.

Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a ) bendinde sayılan “aile birliği içinde yaşama” şartı aranmaz.

Öte yandan evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyi niyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler.

VASİ ATANMASI VE KISITLILIK 

Velayet ve Vesayete ilişkin uyuşmazlıklar,

AİLE HUKUKU KAPSAMINDA BOŞANMA VE AYRILIK DAVALARI 

Medeni Kanunumuzda  boşanmanın gerçekleşebilmesi için bazı sebeplerin var olması gerektiği öngörülmüştür. Bu sebepleri somut, kesin ve açık olmaları ölçütüne göre özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebepleri olarak ikiye ayırıyoruz.

Özel Boşanma Sebepleri:

  • Zina: Taraflardan birinin zina etmesi durumunda diğer taraf boşanma davası açabilir.
  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış: Eşlerden birinin diğer eşin hayatına kast etmesi veya onur kırıcı davranışta bulunması durumunda diğer eş boşanma davası açabilir.
  • Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme: Eşlerden birinin küçük düşürücü suç işlemesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi sebebiyle diğer eş boşanma davası açabilir.
  • Terk: Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğer eşi terketmesi veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ortak konuta geri dönmemesi durumunda diğer eş tarafından belli şartların yerine getirilmesiyle boşanma davası açılabilir.
  • Akıl Hastalığı: Eşlerden birini akıl hastası olması ve bu durumun diğer eş açısından evlilik birliğin çekilmez hale getirmesi durumunda boşanma davası açılabilir.

Genel Boşanma Sebepleri:

  • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması: Evlilik birliğinin eşler açısından ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede sarsılması durumunda eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

NAFAKA İSTEMLERİ 

NAFAKA ARTIRMA DAVASI

Nafaka artırım davası nedir, nafaka artırım nasıl açılır ? Nafaka boşanma davası sürecinde yahut boşanmanın kesinleşmesinden sonra maddi anlamda sıkıntıya düşecek eşe ya da bakım ve eğitim giderleri için çocuğa diğer eş tarafından ödenmek üzere bağlanan aylıktır.  Nafakanın ne miktarda olacağı belirlenirken hakim eşlerin maddi durumuna, çocuğun giderlerine, günün ekonomik ve sosyal koşullarını göz önüne almak durumundadır. 

"Alınan nafakanın yetmemesi durumunda bireyler haklı gerekçelere dayanarak nafaka artırma davası açabilmektedirler." 

YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI VE TENFİZİ